NAMUS

Kayboldu ufukta yine, sislerle hayâlim.
Yüklendi gemim, gitmede meçhûllere doğru.
Bilmem ki, neden? Bitmedi ömrümce bu hâlim.
Çekti kaderim böyle, beni çöllere doğru.

Mîras olarak kaldı Babamdan bana, namus..
Kırk bohçaya sardım ki; aman, gitmesin elden.
Sağ olsa da görseydi, bu âlem ne hayâsız.
Vasiyet eder, derdi ki; çal, çal sarı telden.!

Kambur belime, kalmadı artık vuracak yük.
Bir yetmez iken, çıktı binin üstüne kambur.
Rûhunda necâset olanın zarfı, her an şık.!
Açlıktan ölürdüm, şu elim çalmasa Tanbur.

Bin âh ile vurdum yine, mızrâbımı sâze.
Anlar mı benim derdimi bilmem, kime söyler?
Hayret ki, firâkım dönüverdikçe avâze,
Bîgâne olan derdime, ancak gönül eyler…