Hülyalı bir sesle davet çıkaran,
Karlı, fırtınalı deli gönlüme..
Bir dilim pastayı rüşvete yoran,
Sevgiyle paylaşmak unutulur mu?
Bilsem, kucağıma güller doldurup,
Eski Erenköy’den gelebilseydim.
Kayışdağ suyundan tası doldurup,
Gönül dolusuyla verebilseydim.
Bir eser kalmamış eski günlerden.
Senin, o gül yaprak dudağın gibi.
Bu sokakta neler yaşamıştım ben.
Gözlerine baksam, rüşvet olur mu?