Kayışdağ’dan esip ruhuma dolan
Bir rüyaydı belki, geçmişte kalan.
Cennet bahçeleri edildi talan.
Erenköy’de köşkler bir bir yıkıldı.
Benim koca koca çamlarım vardı.
Onlar her mevsimde yeşil bahardı.
Şimdi o baharı bir hazan sardı,
Çamlar katledildi, bir bir söküldü.
Nerde, havagazlı sokak fenerim ?
Şimdi hayal eder, yanar sönerim.
Atlı faytonlara sanki binerim.
Atların nalları çoktan döküldü.
Bahçeleri ezan sesi bulurdu.
Hâfız Reşat sanki bülbül olurdu.
Besteciyle şair ilham alırdı.
Yesârî Âsım’lar artık yok oldu.
Dondurmacı Recep, dükkân kapatmış.
Kahveci Ramazan, manava satmış.
Berber Topal Yaşar, ecele çatmış.
Bakkal Fadıl Erkoç yola çakıldı.
Etem Efendi’ye apartman doldu.
Kâmi Nâzım ve birkaç masal kaldı.
Karabekir köşkü bir müze oldu.
Cemile Sultan’a çok hor bakıldı.
Bahçelerde bülbül sesi çıkmıyor.
Hanımeli, zambak, güller kokmuyor.
Ahşap evler odun kömür yakmıyor.
Sobalarda hâtıralar yakıldı.
Üzüm bağlarından şimdi eser yok.
Bir fidan dfikecek, bir karış yer yok.
Gelecek, bir daha başka bahar yok.
Düşünüp durdukça canım sıkıldı.
Şimdi tek hâtıra, o eski yüzler.
Mâzide buluşup bakışan gözler.
Nerde komşularla çalınan sazlar ?
Nağmelerden eller bir bir çekildi.
Bir gençlik rüyası gördüğüm meğer,
Erenköy’de geçen, her şeye değer.
Cennetle tercihim olsaydı eğer,
Köyümü isterdim, aklım takıldı..
17-Ocak-2004 Erenköy
Tanburi, Özcan Korkut