Bir garib tanbur ağlıyor,
Ne arayan, ne soran var.
Hasreti yürek dağlıyor,
Ne sarı tele vuran var.
Göğsü çatlak, rûhu hasta,
Onu saran eller nerde?
Teli kırık, sesi yasta,
Boynu bükük, köşelerde.
Mızrab vuran eller vardı,
Hasret kaldı, bir hâl oldu.
Nağme nağme teller vardı,
Bülbül misâli lâl oldu.
Uzaklarda inim inim
Bir garib tanbur inliyor.
Yâre hasrettir bedenim,
Yalnız kaldım yalnız, diyor.
4-5-2005
Tanburi, Özcan Korkut
Üstad tanburi Ercüment Batanay’ın aramızdan
ayrılışının birinci yılında