Bir yalnız adam vardı,
Aşkı bilmez yaşardı.
Elinde içli sazı,
Gönlü dünya kadardı.
Yaşadıkça çalışmış,
Binbir derde alışmış,
Gücü yettiği kadar
Herkese nazar kılmış.
Kâh sevdi, sevilmedi.
Kâh sevildi, sevmedi.
Her zaman dik yürüdü,
Kimseye baş eğmedi.
Bu fakir adam bir gün,
Baktı ki, deniz durgun.
Okyanusa açıldı.
Bilmez ki, neydi vurgun.
Maksadı çok değildi.
Denizde yok değildi.
Garipliği bir yana,
Gönlünce tok değildi.
Şöyle bir suya daldı,
Hayret içinde kaldı.
Koca derya içinde
Bir beyaz inci buldu.
Uzandı, aldı onu.
Denizden çaldı onu.
Bir anda âşık oldu,
Sevdaya saldı onu.
Okşayıp, onu öptü.
Kalbine kolye yaptı.
Tüm derdini unutup
Çok sevdi, ona taptı.
Onu herkes kıskandı.
Deniz bitecek sandı.
O, yalnız kalmalıydı
Ama çok geç inandı.
Koca deniz kükredi,
‘O, benim, bırak’ dedi.
İnciyi almak için
Fakiri sürükledi.
Dev dalgalar kudurdu.
Boşuna karşı durdu.
Sonunda seven kalbi
Bir acı vurgun vurdu.
Koca deniz çok zengin.
Değildi senin dengin.
Bir inci tanesine
Şimdi, bin yürek yangın.
Ne oldu, nerde incin?
Nerde kaldı sevincin?
İstediğin olmadı,
İçinde kaldı hıncın.
Şimdi hangi sahilde?
Mezarı hangi ilde?
Yalnız adam yok oldu,
Masalı kaldı dilde...