Dün gece duada bir kadın vardı,
Elleri açılmış, köşe minderde.
Ancak, dualardan medet umardı,
Gönlünü kavuran o gizli derde.
Madem ki, Allahın o da kuluydu,
Okunurken Kur’an o da yakardı.
Minicik yüreği sevgi doluydu.
Saçında bir beyaz örtüsü vardı.
Dedi ki; Ya Rabbim, madem sevdirdin,
Bana, bu ayrılık şimdi reva mı?
Sana hamd ederim, üç evlât verdin.
Sen, bilirsin elbet gönül davamı.
Kalbimde yıllardır boş kalan yerim,
Bekledi, kesmedi ümîdi senden.
Herkes bir şey ister ben de isterim.
Ayrı tutma nolur aşkımı benden..
Yanaklar kızarmış, gül gül olmuştu.
Bir çocuk gibi saf ve masum yüzü.
O minik elleri yaşla dolmuştu.
Titredi kalbinde bir ince sızı.
O evde ondokuz duacı vardı.
Hepsi de kalbinde bir acı duydu.
Neden? İki seven hep ayrılardı.
Ondokuz âdemin duası buydu.
Allah dedi; Rahman, Rahiym olanım.
Onları ben, yıllar önce yarattım.
Devasız dertlere çare bulanım.
Onların ömrüne çileler kattım.
İstediğim gibi, şimdi oldular.
Bir olmanın, şimdi zamanı gelsin.
İkisi de benden nasib aldılar.
Seven kadın, seven erkeğin olsun..
Duaları böyle kabul olunca,
O evdeki herkes, ettiler yemin.
Elleri semada, gözler dolunca,
Hepsi dediler ki Allaha, Âmin...